Akran Zorbalığı: Çocukların Gölgesinde Büyüyen Bir Tehdit
17 Aralık 2025, Çarşamba 21:56
Akran zorbalığı, artık sadece ergenlik döneminin bir problemi olmaktan çıktı; ilkokul sıralarına kadar indi. Bu durum, ister istemez şu soruyu akıllara getiriyor: “Çocuklar, etraflarında ya da aile ortamlarında gördükleri şiddeti taklit ediyor olabilir mi?”
Kesin bir yargıya varmak elbette kolay değil. Ancak şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunu düşündüğümüzde, bu ihtimalin göz ardı edilemeyecek kadar güçlü olduğu da ortada. Çocuk, evde ya da yakın çevresinde hangi iletişim dilini görüyorsa, okulda onu uygulamaya çalışıyor. Sevgi dolu bir ortamda büyüyen çocukla, çatışmaların ve baskının gölgesinde büyüyen bir çocuğun davranışlarının aynı olması beklenemez.
İlkokul çağındaki çocuklar arasında bile zorbalığın yaygınlaşması, aslında biz yetişkinlerin aynaya dönüp bakma zamanı geldiğinin bir göstergesi. Çünkü çocuk, yetişkinin yansımasıdır. Bizim öfkemiz, bizim sabırsızlığımız, bizim şiddete meyilli sözlerimiz onların küçük dünyasında büyüyüp bir davranış biçimine dönüşebilir.
Akran zorbalığına “dur” demenin en etkili yolu, ebeveynlerle çocuklar arasında kurulacak sağlıklı iletişimden geçiyor. Çocuğun kendini ifade edebildiği, duygularını saklamak zorunda kalmadığı, konuşmanın bir ceza değil çözüm olduğu bir iletişim ortamı… İşte o zaman zorbalık, kök salacak bir toprak bulamaz.
Unutmamak gerekir ki zorbalıkla mücadele yalnızca okulun değil, toplumun ortak sorumluluğudur. Ve bu sorumluluk, evde başlar

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum